31 Mayıs 2013 Cuma

KONU İLE İLGİLİ VİDEOLAR















FİZİKİ HARİTALAR

Yeryüzünün kabartı ve çukurluklarını gösteren orta ya da büyük ölçekli haritalardır. Fiziki haritalar hazırlanırken eş yükselti ve eş derinlik eğrileri geniş aralıklarla geçirilir. Bu aralıklar çeşitli renklerle boyanır. Yükseltiler genellikle yeşil, sarı ve kahverenginin çeşitli tonları ile, derinlikler ise açıktan koyuya mavi rengin tonları ile gösterilir.















DÜNYA FİZİKİ HARİTASI VE ÖZELLİKLERİ



Dünya kutuplarından hafif basık olan bir küre şeklindedir. Çapı; Ekvatorda 12 756 km, kutuplar arasında 12 712 km’dir. Hacmi; 1 083 260 km3 , kütlesi 6.1 x1024 kg’dır.

Dünyanın Yoğunluğu: Yoğunlukları bakımından dünyayı meydana getiren barisfer, çekirdek zarfları, sima ve sial farklı değerler göstermektedir. Barisferin yoğunluğu diğer zarflardan fazladır. Dünyanın derinliklerindeki yoğunluk farklılaşması merkezden yeryüzüne doğru azalarak devam etmektedir. Dünyanın ortalama yoğunluğu 5.52 dir.

Yeriçinin sıcaklığı: Yerin sıcaklığı yaklaşık olarak 30 m derinlikte hissedilmeye başlar ve buradan sonra derinlere inildikçe sıcaklık artar. Maden ocaklarında tünel ve petrol kuyularında bu sıcaklık en iyi şekilde hissedilir.

Yeryuvarı bir ısı makinesi gibidir. Yerin iç kısmından yeryüzüne doğru sürekli bir ısı akımı (ısı akışı) vardır. Yeriçindeki ısı, güneşten gelen ısıya kıyasla az olmasına rağmen, birçok volkanlar, depremler ve dağ oluşumu için gerekli enerjinin kaynağını meydana getirir. Yeryuvarının litosfer ve üst manto bölgesindeki yüksek radyoaktivite ile daha derinlerde etken olan gravitasyon enerjisinin termal enerjiye dönüşümü, yeriçi ısısının ve sıcaklığının başlıca kaynaklarıdır.

En çok rastlanan mağmatik kayaçlardaki radyoaktif ısı üretimi, bunların içerdikleri radiojenik Uranyum, Toryum ve Potasyumun miktarlarına göre değişmektedir. En fazla radyoaktif element içeren granit ve granitik kayaç grupları en çok ısı üretirler.

Günlük yaşantımızda yer ısısının farkında olmayışımızın nedeni, yer kabuğunun ısı iletkenliğinin düşük olması, ısının yeryüzüne çok yavaş gelmesidir.

Dünyanın merkezine doğru inildikçe ısı devamlı olarak artar. Yerin sıcaklığının 1 C0 artması için inilmesi gereken derinlik her bölgede aynı değildir. Yaklaşık olarak her 33 mde yerin sıcaklığı 1 C0 artar. Buna Jeotermik gradyan denir.

Yerin içinden yeryüzüne doğru akan ısı enerjisine yerin ısı akısı denir. Bunun değeri jeotermik gradyana bağlı olduğu gibi, ısının içinden geçtiği kayaç kütlesinin ısı iletkenliğine bağlıdır.

Jeotermik derece; ısının bir derece yükselmesi için bilinmesi gereken derinlik olup, ortalama 300 m’dir. Yer ısısı derecesine aşağıdaki faktörler etki eder. 

• Geçilen tabakanın iletkenliği veya yalıtkanlığı
• Kayaçların cinsleri
• Tabakaların Şistozite dereceleri
• Bölgede volkanik faaliyetin olup olmadığı
• Radyoaktif minerallerin yokluğu yada varlığı

Yerçekimi ve İzostasi; Serbestçe salınım yapan bir sarkacın sürekli hareketi, boşluğa bırakılan veya havaya fırlatılan bir cismin yeryüzüne düşmesi, yeryuvarının bir çekim kuvvetine sahip olduğunun açık belirtileridir.

Yerçekimi değeri, çekim kuvvetinin ivmesi ile belirtilir ve g ile gösterilir. Yeryuvarı geometrik olarak tam bir küre olmadığından, yerçekimi ivmesinin kutuplardaki değeri ekvatordaki değerinden fazladır. (Kutuplarda 983 gal, ekvatorda 978 gal)

Yeryüzünde bir noktadaki çekim kuvveti; bu noktanın yer merkezine olan uzaklığına, noktanın deniz seviyesine göre yüksekliğine ve noktayı çevreleyen maddelerin yoğunluğuna bağlı olarak değişir. 

Yer kabuğunun kütleleri ve yoğunlukları birbirinden farklı büyük parçaları arasındaki denge durumuna izostasi denir. Jeolojik olaylarla yerkürede birçok değişiklikler meydana gelir. Sedimantasyon, yer kabuğu hareketi ve mağmatik faaliyetler izostatik dengeyi bozar.

Dünyanın mıknatıslığı: Mıknatıslık özelliğinin büyük bir kısmı litosfere aittir. Litosfer yapısındaki minerallerin farklı mıknatıslanma kabiliyetinde olmaları, muhtelif litosfer bölgelerindeki magnetik alan şiddetlerinin farklı olmasına sebep olmaktadır. Kuvars, kalsit, kayatuzu gibi mıknatıslanma kabiliyeti az olan (-0.001 gauss) diamagnetik minerallerin bulundukları litosfer bölgelerinde, magnetik alan şiddetleri azalır. Buna mukabil mıknatıslanma kabiliyetleri fazla olan (200-2000 Gauss) minerallein bulundukları bölgelerde ise, litosferin magnetik alan şiddeti artar. Dünyanın magnetik alan şiddeti 0.5 gauss’tur. Mıknatıslanma kabiliyetleri fazla olan minerallere paramagnetik mineraller denir. Litosferin muhtelif bölgelerindeki magnetik alan şiddetlerini magnetometre ile ölçmek mümkündür.


 TÜRKİYE FİZİKİ HARİTASI VE ÖZELLİKLERİ




Yüzölçümü

Türkiye'nin toprakları 36° - 42° Kuzey paralelleri ve 26° - 45° Doğu meridyenleri arasında yer alır.Doğusu ile batısı arasında 76 dakikalık bir zaman farkı vardır. Kabaca bir dikdörtgeni andırır ve genişliği 1.660 kilometredir. Göller ve adalar dahil kapladığı gerçek alan 814.578 km²'dir izdüşüm alanı ise 783,562 km²'dir. Türkiye'ye ait bu iki yüzölçüm değeri arasındaki farkın büyüklüğü arazinin dağlık ve engebeli olmasından kaynaklanır. -8.333 kilometredir.Kara parçalarının toplam alanı 770.760 km², su alanlarının toplam alanı ise 9.820 km²' dir.
Coğrafi bölgeler

Türkiye 6-21 Haziran 1941 tarihinde yapılan Birinci Türk Coğrafya Kongresi'nde 7 ana coğrafi bölgeye ve 21 coğrafi bölüme ayrılmış, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden dördüne komşu olduğu denizin adı verilmiştir, diğer üç bölge de Anadolu bütünü içindeki konumlarına göre adlandırılmışlardır. Oluşturulan coğrafi bölgelerin herhangi bir siyasi özelliği yoktur ve il sınırlarıyla da çakışmaz.
Yükseltiler

Ülkenin yarısından fazlası, yükseltisi 1.000 metreyi aşan yüksek alanlardan oluşur.Türkiye'nin ortalama yüksekliği 1132 metre'dir. Yaklaşık üçte biri orta yükseklikteki ovalar, yaylalar ve dağlar, yüzde 10'u da alçak alanlarla kaplıdır. En yüksek ve dağlık alanlar doğu kesimde yer alır. Kuzey kesimini Kuzey Anadolu Dağları, güney, doğu ve güneydoğu kesimlerini de Toroslar engebelendirir. Ülkenin en yüksek noktası, Ağrı Dağı'nın 5.137 metreye erişen doruğudur.
Düzlükler

Başlıca geniş düzlükler Çukurova, Konya Ovası ve Harran ovalarıdır.
Akarsular - Göller

Kaynağı ve denize döküldüğü yer ülke sınırları içinde olan en uzun akarsu 1.355 kilometre uzunluğundaki Kızılırmak'tır. En büyük doğal göl, 3.713 km² alan kaplayan Van Gölü ve ikinci büyük gölü 656 km² lik alanıyla Beyşehir Gölü dür . 817 km²'lik alana yayılan Atatürk Baraj Gölü ise ülkenin en büyük yapay gölüdür. Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada'nın yüzölçümü 279 km²'dir.
Deprem kuşağı

Türkiye, dünya'nın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerindedir. [60]Kuzey Anadolu fayı boyunca 1939 yılından bu yana pek çok büyük ve yıkıcı deprem yaşanmıştır
Iklim
Türkiye'de Görülen Iklim Çeşitleri


Türkiye'nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, dağların konumu ve yeryüzü şekillerinin çeşitlilik göstermesi, farklı özellikte iklim tiplerinin doğmasına yol açmıştır. Kıyı bölgelerinde denizlerin etkisiyle daha ılıman iklim özellikleri görülür. Kuzey Anadolu Dağları ile Toros Sıradağları, deniz etkilerinin iç kesimlere girmesini engeller. Bu yüzden iç kesimlerde karasal iklim özellikleri görülür.

Akdeniz iklimi: Akdeniz ve Ege Denizi kıyılarında etkili olan bu iklim tipi, Marmara Denizi'nin güney kıyısına kadar sokulur. Kıyıdan yaklaşık 800 metre yüksekliğe kadar bu iklimin özellikleri görülür. Bu iklim tipinde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır.

Karadeniz iklimi: Türkiye'nin kuzey kıyılarında, dağların denize bakan yamaçlarında görülen bir iklim tipidir. Bu iklimde yaz sıcaklığı, Akdeniz ikliminde olduğu kadar etkili değildir. Kış mevsimi, güney kıyılarına göre soğuk geçer. Yağış miktarı fazladır.

Karasal iklim: Türkiye'nin denizlerden uzak, yeryüzü şekillerinin meydana getirdiği engellerden dolayı deniz etkisinden yeterince yararlanamayan kesimlerinde karasal iklim görülür. Iç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile Trakya'nın iç kesimleri karasal iklimin etkisi altındadır. Buralarda mevsimlik ve günlük sıcaklık farkları büyük, yağışlar genel olarak azdır. Kışlar uzun, soğuk ve karlı, yazlar kısa fakat sıcaktır.


HARİTA BİLGİSİ

Yeryüzünün tamamının ya da bir bölümünün, kuşbakışı görünüşünün, belli bir ölçek dahilinde küçültülerek, bir düzlem üzerine aktarılmasıyla elde edilen çizime harita denir.
Bir çizimin harita özelliği taşıyabilmesi için gerekli olan koşullar şunlardır:
1. Kuşbakışı olarak çizilmiş olması
Haritası çizilen alanın tam tepeden görünüşü kuşbakışı olarak adlandırılır. Haritaların çiziminde tepeden görünüm sağlanamaz ise yeryüzü şekillerinin biçimlerinde, boyutlarında ve birbirlerine göre uzaklıklarında değişmeler olur.
2. Ölçekli olması
Haritalardaki küçültme oranına ölçek denir. Bir başka ifade ile harita üzerindeki uzunlukların gerçek uzunluklara olan oranıdır.
a. Kesir ölçek: Küçültme oranı kesirli sayılarla ifade edilen ve haritalarda en çok kullanılan ölçeklerdir. 1/500, 1/5.000, 1/50.000, 1/500.000 gibi.
Kesir ölçeklerde pay her zaman 1 dir. Paydada yer alan sayı ise, haritası çizilen alanın kaç defa küçültüldüğünü gösterir.
b. Çizik (Grafik) Ölçek: Eşit dilimlere ayrılmış bir çizgi üzerinde harita üzerindeki uzunlukların gerçek uzunluklara oranının gösterildiği ölçeklerdir.
Herhangi bir yerin, kuşbakışı görünüşünün ölçeksiz ve kabataslak olarak bir düzleme aktarılmasına kroki denilmektedir. Harita ile kroki arasındaki fark, krokinin ölçeksiz, haritanın ise ölçekli olmasıdır.
3. Bir düzleme aktarılmış olması
Dünya’nın kutuplardan basık, Ekvator’dan şişkin kendine has küresel bir şekli vardır. Dünya’nın küresel yüzeyi düzleme aktırılırken bazı güçlüklerle karşılaşılır. Bunun nedeni, küresel yüzeyin düzleme aktarılmasının geometrik açıdan imkânsız olmasıdır. Buna bağlı olarak haritalar çizilirken, kara ve denizlerin yerküre üzerindeki biçimleri ve genişlikleri tam olarak yansıtılamamakta ve boyutlarında gerçeğe uymayan bozulmalar olmaktadır. Haritalarda görülen ise, gerçeğin az ya da çok benzeridir.
Harita çizimindeki zorluklar dikkate alınarak bazı metodlar geliştirilmiştir. Buna projeksiyon (izdüşüm) yöntemleri adı verilir.
Projeksiyonlar, izdüşüm (Yükseltinin sıfır m. kabul edilmesi) esasına göre çizildiğinden, yükseltinin fazla olduğu yerlerde ve ülkelerde izdüşüm alan ile gerçek alan arasındaki fark artar.
Türkiye’de, izdüşüm alan ile gerçek alan arasındaki farkın en fazla olduğu bölgeler Doğu Anadolu ve Karadeniz, en az olduğu bölgeler ise Marmara ve Güneydoğu Anadolu’dur.
Başlıca projeksiyon yöntemleri şunlardır:
  • Silindir Projeksiyon: Ekvator ve çevresindeki bölgelerin çiziminde kullanılır.
  • Konik Projeksiyon: Kutuplar ve çevresindeki bölgelerin çiziminde kullanılır.
  • Düzlem (Ufki) Projeksiyon: Bu projeksiyonla elde edilen haritalarda biçim ve alan bozulmaları çok fazladır. Bu haritalar daha çok denizcilik ve havacılıkta kullanılır.
HARİTA ÇEŞİTLERİ
A. KULLANIM AMAÇLARINA GÖRE HARİTALAR
1. İdari ve Siyasi Haritalar
Ülkelerin başka ülkelerle olan sınırlarının gösterildiği haritalara siyasi haritalar adı verilirken, ülkelerin kendi içerisindeki illeri, eyaletleri, bölgeleri gösteren haritalara idari haritalar denilmektedir.
2. Beşeri ve Ekonomik Haritalar
Nüfus, göç, yerleşme, tarım, hayvancılık, sanayi, turizm, vb. dağılışını gösteren haritalardır.
3. Fiziki Haritalar
Yeryüzü şekillerinin fiziki yapısını, dağılış ve yükseltilerini gösteren haritalardır.
4. Özel Haritalar
Belirli bir konu için özel olarak hazırlanan haritalardır. (Jeomorfoloji, meteoroloji, toprak haritaları gibi.)
B. ÖLÇEKLERİNE GÖRE HARİTALAR
1. Büyük Ölçekli Haritalar
a. Plânlar: Ölçeği 1/20.000′e kadar olan haritalardır. Şehir imar plânları, kadastro haritaları bu türdendir.
b. Topoğrafya Haritaları: Ölçeği 1/20.000 ile 1/200.000 arasında olan haritalardır. Ulaşım haritaları ile topoğrafik, jeolojik, morfolojik haritalar bu türdendir.
Büyük ölçekli haritaların genel özellikleri şunlardır:
–   Paydası küçüktür.
–   Dar alanları gösterir.
–   Ayrıntıyı gösterme gücü fazladır.
–   Küçültme oranı azdır.
–   Aynı alanı gösteren küçük ölçekli haritalara göre düzlemde daha fazla yer kaplarlar.
–   İzohipsler arası yükselti farkı azdır.
–   Bozulma oranı azdır.
2. Orta Ölçekli Haritalar
Ölçeği 1/200.000 ile 1/500.000 arasında olan haritalardır.
3. Küçük Ölçekli Haritalar
Ölçeği 1/500.000 den daha küçük olan haritalardır. Bu haritalar Dünya’nın, kıtaların, ülkelerin tamamını veya bir bölümünü gösterir.
Küçük ölçekli haritaların genel özellikleri şunlardır:
–   Paydası büyüktür.
–   Geniş alanları gösterir.
–   Ayrıntıyı gösterme gücü azdır.
–   Küçültme oranı fazladır.
–   Aynı alanı gösteren büyük ölçekli haritalara göre düzlem üzerinde daha az yer kaplarlar.Küçültme
–   İzohipsler arası yükselti farkı fazladır.
–   Bozulma oranı fazladır.
HARİTA PROBLEMLERİ
1. Uzunluk Problemleri
Kısaltmalar;
G.U. = Gerçek Uzunluk
H.U. = Haritadaki Uzunluk
Ölç. P. = Ölçeğin Paydası
a. Gerçek Uzunluk: Harita uzunluğu ile ölçek verilerek gerçek uzunluk sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.
G.U. = H.U.x Ölç.P.
b. Harita Uzunluğu: Gerçek uzunluk ile ölçek verilerek harita uzunluğu sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.
c. Ölçek: Gerçek uzunluk ile harita uzunluğu verilerek ölçek sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.
2. Alan Problemleri
Kısaltmalar;
G.A. = Gerçek Alan
H.A. = Haritadaki Alan
Ölç. P2 = Ölçeğin Paydasının Karesi
a. Gerçek Alan: Haritadaki alan ve ölçek verilerek gerçek alan sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.
G.A = H.A x Ölç.P2
b. Harita Alanı: Gerçek alan ve ölçek verilerek haritadaki alan sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.
sondakika1
c. Ölçek: Gerçek alan ile harita alanı verilerek ölçek sorulduğunda aşağıdaki formül kullanılır.
HARİTALARDA YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİ GÖSTERME YÖNTEMLERİ
1. Renklendirme Yöntemi
Fiziki haritalarda yeryüzü şekillerini daha belirgin gösterebilmek için yükselti basamakları renklerle ifade edilir. Renklendirme işlemi, aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi olur:
Fiziki haritalarda beyaz renkler buzulları ya da kalıcı karları gösterirler. Göl, deniz ve okyanuslar ise mavi renkle gösterilmektedir. Mavinin tonu koyulaştıkça derinliğin arttığı anlaşılır. Renklendirme yöntemi, günümüzde en çok kullanılan yöntemlerdendir.
2. Gölgelendirme Yöntemi
Yerşekillerinin bir yönden ışıkla aydınlatıldığı düşünülür. Buna göre, ışık alan yerler açık, gölgede kalan yerler koyu renkte boyanır. Haritacılıkta daha çok yardımcı bir yöntem olarak kullanılır.
3. Tarama Yöntemi
Eğim ile orantılı olarak kalınlıkları artan çizgilerle yerşekilleri gösterilir.
Tarama yönteminde, eğim fazla ise çizgiler kalın, kısa ve sık olur. Eğim az ise çizgiler ince, uzun ve seyrek olur. Düz alanlar ise taranmayarak boş bırakılır. Fazla kullanılmayan bir yöntemdir.
4. Kabartma Yöntemi
Yeryüzü şekillerinin belirli bir ölçek dahilinde küçültülerek oluşturulan maketleridir. Bu yöntem, yerşekillerinin gerçeğe en uygun olarak gösterilmesini sağlar. Ancak, kabartma haritaların yapılışı ve taşınması zor olduğundan kullanım alanı dardır.
5. İzohips (Eş yükselti) Yöntemi
Deniz seviyesinden itibaren aynı yükseklikteki noktaların birleştirilmesiyle elde edilen eğrilere izohips eğrileri denir.

Herhangi bir arazi resmi

İzohips haritası
İzohipslerin özellikleri şunlardır:
  • İç içe kapalı eğrilerdir.
  • Sıfır (0) m izohipsi deniz seviyesinden başlar. Kara ile denizin birleştiği deniz kıyısını düz bir çizgi halinde takip eder. Buna kıyı çizgisi adı verilir.
  • İzohips eğrileri dağ doruklarında nokta halini alır. Buralar zirve olarak tanımlanır.
  • İzohipsler yeryüzü şekillerinin kuşbakışı görünümünü belirler.
  • En geniş izohips halkası en alçak yeri, en dar izohips halkası ise en yüksek yeri gösterir.
  • İki izohips eğrisi birbirini kesmez.
  • Birbirini çevrelemeyen komşu iki izohipsin yükseltileri aynıdır.
  • İzohipslerin sıklaştığı yerler eğimin arttığını, seyrekleştiği yerler ise eğimin azaldığını gösterir.
  • Çukurluklar, derinlik istikametinde ok işareti konularak gösterilir. (Krater, polye, obruk gibi)
  • Her izohips eğrisi kendisinden daha yüksek bir izohipsi çevreler. Ancak çukur yerlerde bunun tersi geçerlidir.
  • İki izohips eğrisi arasındaki yükselti farkına eküidistans (izohips aralığı) denir.
  • İzohipslerin sık geçtiği deniz kıyılarında kıta sahanlığı (şelfi) dar, seyrek geçtiği kıyılarda kıta sahanlığı geniştir. Başka bir ifade ile, alçak kıyılarda deniz sığ, yüksek kıyılarda deniz derindir.
  • Deniz seviyesine göre aynı derinlikteki noktaların birleşmesi ile elde edilen çizgilereizobat (eş derinlik) eğrileri denir. Kıyı çizgisi, izohips ile izobat eğrilerinin başlangıç çizgisidir.
İZOHİPS HARİTALARINDA BAZI YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GÖSTERİLMESİ
1. Boyun
Tepe ve sırtlar arasında nispeten alçakta kalan düzlüklerdir.
2. Vadi
İzohipslerin zirveye doğru “ Ù ” şeklinde girinti yaptıkları yerlerdir. Vadi yamacının eğimine göre “ Ù ” şeklindeki girintinin biçimi de değişir. “ Ù ” nin açık ağzı suyun akış yönünü, kapalı kısmı kaynak yönünü gösterir.
3. Sırt
İki yamacın birleştiği, su bölümü çizgisinin geçtiği sınırdır.
4. Çanak (Kapalı Çukur)
Çevresine göre yükseltisi az olan sahalardır. Çanakların kolaylıkla tanınabilmesi için, eğim yönünde merkezi gösteren bir ok işareti konur.
5. Kıyı Çizgisi
Deniz seviyesini gösteren sıfır metre eğrisidir.
6. Delta
Akarsuların denize döküldükleri yerlerde denize doğru uzanan, üçgen şeklindeki çıkıntılardır.
HARİTALARDAN YARARLANMA
1. İzohips haritalarından profil çıkarma
Yeryüzü şekillerinin yandan görünüşüne (kesitine) profil denir. Profil şu şekilde çıkarılır:
  • Profili çıkarılacak olan noktaların arasına bir doğru çizilir.
  • Bu doğrunun kestiği izohipslerin yükselti değerleri, alt kısma çizilecek yükselti ölçeği ile kesiştirilir.
  • Kesişen noktalar birleştirildiğinde profil çıkarılmış olur.
Şu üç özellik kontrol edilerek profil bulunabilir.
a)Tepe sayısı       b) Eğim           c) Yükselti
2. İzobat haritalarından profil çıkarma
İzobat haritalarından profil çıkarma işleminde, aynen izohips haritalarından profil çıkarılırken izlenen yollar uygulanır.
3.Yükselti Bulma
İki izohips arasındaki yükselti farkı dikkate alınarak, yükseltisi bilinen yerden başlamak üzere izohipsleri sayarak, istenilen noktanın yükseltisi bulunabilir. İzohips aralığı sayısının, iki izohips arası yükselti farkına çarpımı, toplam yükseltiyi verir.
4. Yön bulma
Haritalar genellikle kuzey – güney istikametinde çizilirler. Bundan yararlanarak yön tayin edilebilir.
Ayrıca paralel ve meridyenlerden de yararlanılabilir. Bunun yanında harita üzerindeki yön okları da bize bu konuda bilgi verir.
5. Eğim bulma
Haritalardan yararlanarak, herhangi bir arazinin eğimi ölçülebilir. Herhangi iki noktanın yükselti farkının, yine aynı iki nokta arasındaki yatay mesafeye oranına eğim denir.
  • Yatay mesafe arttıkça, eğim azalır,
  • Yatay mesafe azaldıkça, eğim artar.
Eğim şu formülle bulunur:
h = Yükselti farkı
L = İki nokta arasındaki yatay uzaklık

HARİTA NEDİR?

Harita, yeryüzünü kuşbakışı görünüşüne göre belli bir oranda küçülterek iki boyutlu düzlem üzerinde detaylı bir biçimde çizgilerle gösterme yöntemidir. Bazı haritalar daha geniş alanları gösterip üzerinde çok az ayrıntıya (şehirlerin yerleri, otoyol çizgileri, nehirler) yer verir. Bazı haritalar ise, daha dar alanları, örneğin bir şehir merkezini gösterip çok daha fazla detaya yer verir (sokaklar, binalar vb.).

Bir çizimin harita özelliği taşıyabilmesi için;  
- Kuşbakışı görünüme göre çizilmesi,
- Arazi üzerindeki uzunlukların belli bir oranda küçültülmesi gerekir.   

Harita Elemanları  
Tüm haritalarda bulunması gereken 5 temel eleman vardır. Bunlar, enlem-boylam, ölçek, harita anahtarı (lejant), başlık ve çerçevedir.   Enlem-boylam : Haritası yapılacak alanın öncelikle enlem ve boylamları belirlenir. Çünkü haritanın ölçeği, bu alanın genişliğine ve kullanım amacına göre belirlenir.  

Ölçek :Haritanın kullanım amacına göre belirlenmelidir.  

Harita Anahtarı (Lejant) : Haritada kullanılan özel işaretlerin ne anlama geldiğini gösteren bölümdür. Her haritanın kullanım amacına göre farklı işaretler kullanılır.  
Başlık : Haritanın kullanım amacını belirtmeli, haritayı tanıtmaya yeterli, açık ve kısa olmalıdır.  

Çerçeve :  Tüm haritalarda, haritası yapılacak alanı sınırlayan bir iç çerçeve ve diğer harita elemanlarını sınırlayan dış çerçeve çizilmelidir.  

Harita Ölçeği :   Harita üzerinde belli iki nokta arasındaki uzunluğun, yeryüzündeki aynı noktalar arasındaki uzunluğa oranıdır. Diğer bir deyişle, gerçek uzunlukları harita üzerine aktarırken kullanılan küçültme oranıdır.
Örneğin:  Boğaz Köprüsü'nün gerçekte 1074 m olan iki ayağı arası uzaklık, ölçeği bilinmeyen bir haritada yaklaşık 0.5 cm gösterilmiştir. Haritanın ölçeğini bulmak için harita üzerindeki uzunluğu gerçek uzunluğa oranlarız. Buna göre haritanın ölçeği yaklaşık 1/200.000'dir.   Ölçek = Harita Üzerindeki Uzunluk / Arazi Üzerindeki Uzunluk (Gerçek Uzunluk)  

Kesir Ölçek:   Haritalardaki küçültme oranını basit kesirle ifade eden ölçek türüdür.   1 / 25.000 , 1 / 500.000, 1 / 1.000.000 birer kesir ölçektir.   Kesir ölçekte, pay ile paydanın birimleri aynıdır. Uzunluk birimi olarak santimetre (cm) kullanılır.   Örneğin : 1 / 1.000.000 ölçeğinde, arazi üzerindeki 1.000.000 cm (10 km)'lik uzunluk harita üzerinde 1 cm gösterilmiştir.  

Çizgi (grafik) Ölçek:   Haritalardaki küçültme oranını çizgi grafiği üzerinde gösteren ölçek türüdür. Kesir ölçeğe göre düzenlenir ve santimetre (cm)'nin üstündeki tüm uzunluk birimleri kullanılır.  
Kesir Ölçeği Çizgi Ölçeğe Çevirme   Kesir ölçeği, çizgi ölçeğe çevirirken önce 1 cm'nin kaç km'yi gösterdiği bulunur.   Örnek : 1 / 2.500.000 ölçeğinde 1 cm 25km'yi gösterdiğine göre çizgi ölçekte de 1 cm 25 km'yi göstermelidir. Bir doğru parçası çizilerek eşit aralıklara bölünür. Üzerine, 1 cm 25 km'yi gösterecek şekilde değerler yazılır. Sıfırın sol tarafındaki aralık 25 km'den daha kısa uzunlukların ölçülmesine yarayacak biçimde bölümlenir.  

Çizgi Ölçeği Kesir Ölçeğe Çevirme:   Çizgi ölçeği kesir ölçeğe çevirirken önce ölçeğin uzunluğunun, toplam kaç km'yi gösterdiği bulunur. 1 cm'nin kaç km'yi gösterdiğini bulmak için orantı kurulur.  
Örneğin : Çizgi ölçeğin uzunluğu 5 cm'dir.   5 cm 20 km gösterdiğine göre 1 cm x km'yi gösterir.
----------------------------------------------------------------------------------------------------
x = 20 / 5 = 4 km   Bulunan değer cm'ye çevrilir.   Buna göre kesir ölçek 1 / 400.000'dir.  
UYARI : Çizgi ölçeği kesir ölçeğe çevirirken, grafiğin sonundaki uzunluk birimine dikkat etmemiz gerekir.